30 Kasım 2008

Biz hazırız

Gelecekse tüm acılar,
biz hazırız, senden gelsin...

29 Kasım 2008

Anatomi #4

Saat 9.20'de kalkiyorum. Bugun ozel bir gun. Sifati var. "Derbiden onceki son okul gunu". Guzel bir duygu, guzel bir heyecan. Zaten benim hayat safak saya saya bitecek. Ya Besiktas maclari icin geri sayim, ya Turkiye tatilleri icin. Neyse. Uykusuzum her zaman oldugu gibi. Bir yandan "50 dakika, gecer biter be" diyorum, bir yandan "yemisim Stalin'i,Tarihi, pofff" diyorum. Yoklamaya puan vermeseler, gitmeyecegim ama veriyorlar namussuzlar. Neyse. Bir sayfalik hakkimi ntvspor'dan yana kullaniyorum. Bilet izdihami haberi geliyor onume. Sinirden cildiriyorum. Duygu yogunlugu feci. Bilet alamayanlara gidiyor aklim. Yazik onlara ya... Off off.

Neyse. Cikiyorum evden. Otobus zamaninda geliyor, "guzel mi gececek bugun ne" diyorum. Iki durak sonra iki kiz biniyor. Vay be, mahallede guzel kizlar da varmis diyorum. Dememe kalmiyor kizlar bir kahkaha atiyorlar, kulaklarim cinliyor. Resmen ikisinden de soguyorum o an. Olmaz olsun boyle kahkaha! Daha sonra telefon geliyor evden. ABD tunelinin girisine bak bakalim kalabalik var mi. Otobusle gecerken bakiyorum, yok diyorum bombos. O an Turkiye'de okula gitmeden her tv'yi acisimda karsima cikan eleman geliyor aklima. Her sabah bildirirdi studyoya surada trafik var burada yok diye. Hey gidi gunler hey... Okula geliyorum. Dona dona sinifa giriyorum. 50 dakikalik ilk 10 dakikasina asistan yine yok. Geliyor, sinavlari dagitiyor. Hopppaaa! Universite hayatimin en super notu geliyor. Guzel guzel. 25 dakika Stalin-Hitler diyoruz. Ders bitiyor.

Cikiyorum, eve geliyorum. Kayserispor-Trabzonspor macina goz ucuyla bakiyorum. Hakem macin icine ediyor resmen. Nette takiliyorum, hayatsensin'e yazilar yaziyorum. Tribundergi'de bir ara hareketlilik oluyor. Onu takip ediyoruz. Sonra yatiyorum, bir mesaj asagidakiler gerceklesiyor. Kalkiyorum. Nette takiliyorum, pizza aliyorum, Atlanta'yi yeniyoruz, Dallas-Lakers macinin devre arasinda bunu yaziyorum. Ve sanirim birazdan yatacagim. Evet, son kisim gayet monotonmus, simdi farkettim. Niye yazdim ben de bilmiyorum. Guzel baslayan yaziyi cok kotu bitirdik be.

Bilincalti

Ne bicim bir sey kardesim bu ? Allah'in hikmeti diyesim geliyor tabii en nihayetinde. Olaya donelim; Klasik oglen uykusuna yatmisim. Uykunun arasinda telefon caliyor, aciyorum zar zor. Bir bebek sesi. Ciglik filan atiyor bir seyler diyor. Ben de alo alo diyorum. Sonra bir yetiskin aliyor telefonu. Michael? diyor. Yanlis numara diyorum, ozur diliyor karsi taraf kapatiyoruz. Olayin tuhafligini dusunmeden bir daha uykuya daliyorum. Ruyamda 3 bebek goruyorum. Bebekler de yatmadan once msn'de konustugum Almanya'dan kardesim Burak'in yigenleriymis megerse. 2'si kiz 1'i erkek. Ruyayi oyle ayrintili hatirliyorum ki ama... Mesela kucuk kiz cok konuskan bir sey, vir vir konusuyor, cok bilmis bir sey belli. Buyuk kiz ise sessiz sakin. Ikisini de kucagima aliyorum, guldurmeye calisiyorum filan. Tuhaf valla..

Uyandigimda msn'e girdim. Burak'a olayi anlatiyorum. Ilk once ben de unuttum telefonda bir bebekle konustugumu. Sonra konusmanin ilerleyen dakikalarda aklima geldi, baglantiyi kurdum. Simdi dusunuyorum ve yine vay be diyorum. Harbiden acaip bir sey su bilincalti mevzusu...

24 Kasım 2008

Pozisyon

"Pozisyon golmüş, Allah belanı versin"
Konu tribunde yaraticiliksa, bu ulkede bizden iyisi yok.

23 Kasım 2008

Beyaz forma, siyah şort

BEYAZ FORMA, SİYAH ŞORT!

20 Kasım 2008

Thanks hocam

Belki saglik probleminiz var, belki ciddi bir sorununuz, belki de ailevi meseleniz. Ne olup, bittigini bilemiyorum hocam ama Persembe gunu olan tek dersimi iptal edip, bana sabahlama, ardindan da oglene kadar uyuma sansi tanidiginiz icin size minnettarim. Sali gunu gorusmek uzere. Best regards. Omer.

15 Kasım 2008

KKTC

Kıbrıs Türk Federe Devleti meclisi, 15 Kasım 1983'de oybirliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan ettiğini dünyaya duyurdu. KKTC'nin kuruluş bildirgesini kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş okudu.

Anatomi #3

Saat 12.15, telefonun sesiyle uyaniyorum. 12.15 ya, ne guzel diyorum kendi kendime. Ne kadar guzelmis bu kadar gec uyanmak. Ben guzelliklerden bahsederken, telefondaki ses biraz telasli gibi sanki. "1'deymis lan namaz, kalk cabuk giyin asagiya in", haydaaa 1.30'daydi yaa, aaa dogru saatler geri alindi. Hopp zipla yataktan, 5 dakikada hazirlan, bunlari yaparken ntvspor'a gozatmak icin yine ac laptop'u. Bir haberlik vakit var, basliklara gozat ve o basligi bul. "Fenerbahce-BEŞİKTAŞ derbisi 29 Kasim'da", haberin icerigini okumak icin gir. Ilk gozatilan sey, BEŞİKTAŞ'in Cuma gunleri macinin olup olmadigi. Yok cok sukur. ee Galatasaray derbisi ne zamanmis, 21 Aralik. Hassktr..O gun iki tane finalim var ama benim ? Off ulan off.. Gitmek icin hayalini kurdugum macin oldugu gun, finale girmek. Bu kadar mi ters gider her sey? Neyse, evden cikarken Turkiye'ye bir mesaj, "baba sansliymissin, Fener macini 29Kasim'a koymuslar, izleyebileceksin, ama ben senin kadar sansli degilim ya..". Cik evden, bin arabaya, 25 dakikalik bir yolculuk ve dernekteyiz. Namaz bitsin, cikarayak 5 dakikalik sohbet. 2009 takvimlerinden kap bir tane. Ah ah, yillar geciyor be abi... Araba ve ev. Otur kahvaltiyi yap. Kahvalti = manti. Goren Kayserili sanacak ha. Kahvaltidan sonra biraz nette takil, ki zaten saat oglen 3 olmus. Yapacak bir sey yok. Son 3 yildir odevlerin hep geceyarisi yapildigini dusunursek, oglenler nedense hep bos geciriliyor. Aaa guzel fikir lan, uyuyim biraz. Son 1aydir her gun oglen uykusu cekiyorum zaten, guzel oluyor be. Yat,2 saat uyu. Kalk, yemek icin disari cik. Evet, doner. Ulan hala bikmadim ya su donerden, vallahi doner manyagiyim ben galiba. Eve don, Denver-Boston maci. Garnett'a kufret, Denver'i destekle, Denver yensin. Nette takil, odevlere hafiften basla. 2 saat icinde odevleri bitir. Bos bos dizilere bakarken, bir telefon. Gel lan asagiya. Saat 2.45. In asagiya, bir seyler atistir, sohbet muhabbet. Cik yukari 3.50. Kapida feci sert kapandi ha. Salonun camini acik unutursan ruzgardan oyle olur iste. Kac ayri insandan kufur yedim merak etmiyor degilim. Saat 4.05, oh oh sabahlar olmasin. Sabahlar olmasin derken, bir beste vardi ne oldu ona ? Gunes dogmuyor, aksam olmuyor, homoseksuel(!) rakip Inonu'ye neden gelmiyor...Soylenmeli bir ara...Ozledik be. Bitti.

Not: Enis, Anatomi'yi sormustun. Gunun anatomisi diye bir geyik vardir ya, o misal iste.
Not: hem Kadikoy'e, hem Ali Sami Yen'e cok pis geliyoruz 1 ay icinde...Oy oy...

13 Kasım 2008

Anatomi #2

Uzun sure sonra deliksiz bir uyku cekmisim. 8.20'de, alarm sesiyle, yani dogru saatte, uyaniyorum. Hazirlaniyorum, 8.36'da duraktayim. 8.38 civari gelmesi gereken otobus gelmiyor. Cok soguk olmasa da, soguk, donuyorum. 8.38 otobusu gelmiyor. 8.53'e kadar bekliyorum. Bu sirada o gelmeyen otobusun soforunu gecen seferden cok daha kotu sekilde aniyorum. Haketti serefsiz. Bir otobus gelmeyince yani iki otobusluk insan bir otobuse sigismaya calisinca, olaylar patlak veriyor. O oburune carpiyor, bu suna carpiyor. Ben rahatim, gecen sefer bahsettigim yerdeyim. Rahatim derken, ta ki yolculugun sonuna dogru otobuse binen salak kiz gelene kadar. Makyaj kutusuna dusup cikmis, otobuse binmis. Elde telefon. Allah bir cene vermis, gerisini yemin ederim koy vermis. Ask hayatini ogrendik kizin 5 dakikada. "Aaa yok yok, ben onunla Justin'le cikmadan once cikmistim" , "hayir karistiriyorsun, Justin'in kuzeniyle cikmamdan hemen onceydi" falan filan. Neyse ki okula geliyoruz. Kiz otobusten inmiyor. Bu salak kizla ayni okula gitmiyorum diye sukrediyorum. Derslerin biri bitiyor, ikincisi baslayamiyor. Neden ? Yangin alarmi. Hoca tam powerpoint'i acacakken, ditditdittt otmeye basliyor. Ulan ders umrumda degil de, gelecek donemki derslerimi secmem icin verdikleri gun ve saat bu derse denk geliyordu. Disari cikmamaliyim ben, siniftayken halletmeliyim su olayi. Yok, illa cikacaksin diyorlar. Laptop'u kapatiyorum, tam cikmaya yelteniyorum, hoppp alarm susuyor. heheh diyip geri donuyorum, laptop'u aciyorum -ki bunu sinifta 15-20 kisi daha yapiyor-, o sirada hoca geliyor. Ya biz geri donduk ama, kimse geri gelmiyor baksaniza, guvenlik icin yine de ciksak mi acaba ? diyor. Hayyyy diyorum, hay hay manasinda degil tabii. Cikiyoruz yine. Binadan gec ciktigimiz icin, disaridaki kalabalik bizi alkisliyor. Sagolsunlar,varolsunlar. Sonra 5 dakika geciyor, iceri geri donuyoruz. Hoca tam powerpoint'i acacak, bilgisayar bozuluyor. Teknisyenleri ariyor, laptop getiriyorlar. Derse basladiginda 20.dakikasi dersin. Neyse, derslerimi seciyorum; Akademik yazi-Sosyoloji-Tarih II-Politika II-Arama teknikleri minvalinde. O ders bitiyor, baska ders basliyor. Onu da bitiriyoruz, hoppp otobus. Otobus ile McDonalds'a. Eh, kim yemek yapacak simdi evde degil mi ? Sonra yemeyi indiriyorum, eve geliyorum. Takiliyorum oyle, sonra tam uyuyacagim telefon, ablam. Kapatiyoruz, yatiyorum. 20dk geciyor, telefon, annemler. Yilmiyorum! Uyuyacagim diyorum, ve uyuyorum 2.5 saat kadar. Kalkiyorum, yarim kalan odevleri bitiriyorum. Toronto macini izliyorum, 76ers'a yeniliyoruz. Dizi izliyorum, Adanali. Vasat kere vasat, bosuna hic izlemeyin. Sonra oturuyorum bu yaziyi yaziyorum. Yazidan sonra da yatmayi dusunuyorum. Iyi geceler. :)

12 Kasım 2008

12 Kasım 1999

Yıkılmış bir bina veya gözyaşları icinde bir insan fotografı koymuyorum bu yazıya, koyamıyorum,icim el vermiyor. Cok bir sey de yazamayacagım cünkü o günü düşündükce insanın bogazı dügümleniyor, eli klavyeye gitmez oluyor. Bu yazının tek bir amacı var, o da 12 Kasım Düzce depremi'nin unutulmadıgını gostermek. 17 Agustos'un hep gölgesinde kalmış, ancak zamanında canımızı cok acıtmış bir gün aslında 12 Kasım.

Onca vatandaşımızın vefatından sonra cok bir şey degişmedi ülkede dogal afetlere karşı önlem konusunda. Bireylerin elinde olsa, belki sen ben o bir şeyler yapabilirdik ama, ne gücümüz var ne de imkanımız. Tek yapabildigimiz, o günü unutmamak ve unutturmamak. Allah tekrarını bu yurda ve bu yurdun insanına yaşatmasın. Vefat eden vatandaşlarımızın mekanlari cennet, ruhları şad olsun. Amin.

11 Kasım 2008

Anatomi

Sabah 8.17'de uyan, git yuzunu yika, odaya geri don. Kafana dank etsin. Ulan saati 8.50'ye kurmustum ben. Eee ne yapiyorum ? Aaa 30 dakikam var, hopppp yatak. Bu aralar cok slk oluyor bu. Kafayi mi yiyorum ne. 8.50'de bu kez alarm sesiyle uyan. Alarmi susturabilmek icin baya cebelles kendinle, cunku cep telefonu 2 metre otede. Uyanamama riskini azaltmak icin bulunan en son care. Bir kez basimiza geldi, hem de sinav sabahi gelmemeli degil mi ? Kalk, giyin, ntvspor'a gir cik, tribundergi'de onune gelen iki topice gir cik, maile gir cik. Sonra da evden cik. Asansore bin, disari cik. Hoppp yilin ilk kari. Hafif hafif yagiyor. Yerler tutmamis ama catilar beyazlasmis bile. Gecen sene 20 Kasim'da yagmisti ilk kar Montreal'e. Daha guneydeki sehre 10 gun once yagdi . Ayvayi yedik galiba bu kis yine. Otobus duragina yuru. Soguk baya. Otobus 4 dakika gec kalsin, bu da demek oluyor ki 4 kere sinkafli sekilde aniliyor otobus soforu. Normal bu sogukta. Otobus gelsin, bin otubuse. Bir Pazartesi sabahi icin cok fazla samimiyet iceren bir "how you doin?" cumlesi. Benden de samimiyetsiz bir "fine and you" karsiligi. "Fine thanks" derken karsi taraf, ben otobusun ortasina gelmisim bile. En arka sag kose. Bu otobuslerdeki en rahat yerler sol ve sag. Ancak okula giderken sol koseye binilmez, gunes cok pis vuruyor, uyuyamiyorum. Sag koseye oturmak en iyisi, eh ben bindigimde otobus zaten hep bos oluyor. 45 dakikalik yol boyunca 4 kez uyanma. Halbuki 2'den fazlasi olmamaliydi. Sinav stresinden olsa gerek. Okula varis, titreye titreye 200 metre yuru ve binaya at kendini. Derse gir, ekonomi. Ekonomi kimin umrunda ? Onemli olan tarih sinavi. Tarih notlarini cikar, hatim etmeye basla; Wilhem II, Bismarck, Leopold II, Dual Alliance, Triple Alliance....Aghhh! Bu arada tahtaya bir bak, anlamsiz sayilar silsilesi. Ben niye mi siniftayim ? Hani yoklama alacak ya bu lavuk senenin geri kalaninda 1 kez ve o yoklama ile yuzde 2.5 kazanilacak ya, coldeki kutup ayisi misali, denk gelmesin kirdigimiz derse. Gidelim ne olur ne olmaz. Ders bitsin, kostur kostur sinav mahaline. Sinava gir. 5 asistandan, seninkini gor selam cak. Sonra onun yaninda dikilen guzelim asistani gor. Offf ulan bu ne be diye ic gecir. Bundan sonra kadin ismi gorursem, asistan olarak sececegim arkadas diye hayiflan. Sinav baslasin. 10.soru = "1914 itibariyle Avrupa'daki hasta adam kimdir?" , aglaya aglaya Osmanli Imparatorlugu yaz. Vahdettin'i an, ulan 10 seneye kalmaz goreceksiniz hasta adami diye ic gecir. Sinavdan cik, kutuphaneye yuru. Donarak. Kutuphanede print alman gereken seyleri print almak icin karta 5 dolar yukle ama sonra word'e kaydedip evde rahatca cikartabilecegin gelsin aklina. Neyse, 5 dolar kartta duracak, kaybolmus bir sey yok diye kendini avut. Okuldan cik, doner yemeye git. EE bugunun de odulu bu olsun. Doneri ye, eve gel. Derslerin basina otur, iki tane 20ser dakikalik odevi hallet hop gum pat cat. Sonra uyu, uyurken telefon calsin, sinir ol. Dun de aynisi olmustu. Sonra kalk nette takil, Enisle takil, Safa'ya laf sok, A roma la roma della Lazio Roma a Lazio. Anladin sen onu. Alinma bak, cakarim ha. Neden bu yazida paragraf yok, bilemiyorum. Anatomi yazdim basliga ama bence cok itici kelime. Fen'i hic sevmem, seveni de sevemedim bugune kadar hic. Fen'i seven arkadasim hic olmadi, olmamali zaten. Biz Fen'le ayri dunyalarin insani aman konulariyiz. Bol bol imla,anlam veya yazim hatasi vardir bu yazida eminim ama bunu dusunecek halde degilim. Neyse, bitti iste. Oh be.

Not: Saldirsana,saldirsana,saldirsana karakartal. Bizim icin Fortis Cup'i kaldirsana karakartal. (uysun diye fortis cup yoksa Turkish Cup)

10 Kasım 2008

Rahat uyu ATAM!

"Bana insanlar üstünde bir doğuş atfetmeye kalkışmayınız. Doğuşumdaki tek fevkaladelik Türk olarak dünyaya gelmemdir."
Mirasının bekcisiyiz...Rahat uyu ATAM!

9 Kasım 2008

Nobreeeee

11 ay once ovmusum bu adami, aha burada. Bir yaziyi ona ayirmisim. Formayi giyip, mucadelesini gosterdiginden beri hayraniyim. Gol atamadigi surecte de destekledim, simdi de destekliyorum. Basin ve bir grup taraftarimiz, su anda bulmus gibi davraniyor Nobre'yi. Cuma gunu ilk maciydi sanki bu adamin. Tepkiliyim kardesim. Bu adamin 3.sezonu bu. Bu adam hep boyle oynuyor. Fenerbahce'den geldi diye sevmediniz, disladiniz. Nihayet artik onyargilarinizi kirabildiniz. Hakli cikmanin mutlulugunu yasiyorum. Guzel bir seymis.


Yonetim; akilli ol, sozlesmesini uzat lan bu adamin. Bir de size laf anlatmak zorunda kalmayalim...

7 Kasım 2008

1903 ytl

Forza'da yeni bir organizasyon hazirligi var. Damali bayrak organizasyonu. Ayrintilara suradan ulasilabilir. Hedef Kapali'yi bayraklarla suslemek asagidaki resimdeki gibi. Bir komite olusturulmus, hesap numarasi verilmis, toplaniyor paralar. Guzel olacagindan/olduracaklarindan, bu organizasyondan da yuzlerinin akiyla kalkacaklarindan eminiz.

Bu organizasyonun bize yasattigi bir de guzellik var. Futbolunu elestirdigim ancak hirsini, efendiligini, profesyonelligini begendigim Baki'den geliyor on numara hareket. Seviyoruz seni,seviyoruz! demek istiyorum. Lakin, zamaninda cok elestirdim futbolunu. Bu yuzden bu hakki kendimde bulmuyorum. Olsun, Turkiye'deyken gittigim maclarda, tribune uymuslugum ve soylemisligim olan tezauhrati yazabilirim yine de;

Ne bir lokma ekmek, ne bir kızı sevmek
Seviyoruz seni , BAKİ MERCİMEK

''Bana gösterdiğiniz sonsuz destek ve sevgiye karşılık olarak ufak bir jest yapmak istedim.

Nasıl ki sizden aldığım para alın terimin karşılığı ve helal ise, bu güzel organizasyon için benim de her bir kuruşum sizlere HELAL OLSUN.''

Baki Mercimek