31 Temmuz 2009

Karabağ Bir Bir Aşıyor Engelleri...

Başlıkta her ne kadar Perşembe günü bir zafere daha imza atan FK Karabağ yer alsa da, yazıya FK Bakü ile başlamak gerek. Salı günü Bakü'de Levski Sofya ile karşılaştılar. AZ TV sayesinde bu maçı da izleme imkanım oldu. FK Karabağ-Rosenborg maçı kadar heyecanlı ve zevkliydi. FK Bakü zaman zaman Levski'yi bunalttı, hatta ikinci yarıda net bir penaltısı verilmedi. Forvet oyuncuları Felix'e ceza alanı içinde yapılan faul es geçildi. İşin tuhafı, faulu yapan Bulgar oyuncunun bir de sarı kartı vardı. Verilmeyen penaltı pozisyonundan sonra 2-3 gol pozisyonundan da yararlanamadı FK Bakü ve maç başladığı gibi bitti.

Levski Sofya ikinci maç öncesi turun favorisi, doğru. Ancak şunu da unutmamak gerek ki Litvanya ekibi Ekranas ile deplasmanda 2-2 berabere kalabilen bir FK Bakü, bir gollü beraberlik de Bulgaristan'da alabilir. Varsayalım, alamadı ve turu geçemedi. Bu bile dünyanın sonu değil çünkü FK Bakü Şampiyonlar Ligi'nden elense dahi Uefa Kupası'na Play-off turundan giriş yapabilecek. Bunun rahatlığı var. Yani FK Bakü'nün şu an bile 3 Avrupa Kupası maçı daha garanti. Gelecek haftaiçi kalplerimiz ilk olarak onlarla atacak..
-
Gelelim FK Karabağ'a...Geçen hafta çok güzel bir zafere imza atmışlardı. Bu turda rakip Finlandiya'dan Honka'ydı. Ben bir beraberlik bekliyordum FK Karabağ'dan, çok daha iyisi oldu. Deplasmandan gelen bir galibiyet ile turun kapısını sonuna kadar açtılar. Çok büyük bir avantaj var elimizde artık. Gelecek Perşembe ekran başına kurulup, aynı spikerin heyecanlı anlatımıyla Honka maçını izleyeceğim. Çok güzel olacak Rosenborg maçının bir tekrarını yaşamak... Birer birer aşıyor engelleri FK Karabağ... Tüm futbolculara helal olsun...
-
Bu arada FK Karabağ yazısını yazdığım bugünden bu yana gerek e-mail ile gerek bloga bırakılan yorumlar ile iyi dileklerini belirten tüm Azeri kardeşlerimize teşekkürler. Çoğunuz şans eseri geldiniz belki de nacizane bloguma. Bir şekilde Türk insanının Azeri kardeşlerini ne kadar önemsediğini size gösterebildiysem ne mutlu bana. İnşallah gerek FK Bakü, gerek FK Karabağ veya gelecek aylarda Azerbaycan Milli Takımı güzel sonuçlar almaya devam eder, ben de buradan o sonuçları kutlamaya devam ederim...
-
Yaşasın Azerbaycan!

28 Temmuz 2009

27.07.2009

1 sene once ananemin o an icin bulunmadigi evdeydim bugun. Toren icin gec kaldigimi dusunurken bir anda kalabaligin toplandigini gordum camdan bakarken. Istiklal Marsi'ni o kalabalikla okuyamadim, yetisemedim. Ancak marsimizdan hemen sonra ki sehitlerimizi birer birer anma torenine ve yapilan dua'ya istirak etme sansim oldu.

Hatri sayilir bir kalabalik vardi. Yapilan dua muazzamdi. Her kimse o duayi yaptiran, Allah ondan razi olsun. Bulundugum yerin tam karsisindaki bina'da bir cok bayrak vardi. O ne guzel bir bayraktir ya Rab... Tekrar tekrar asik oldum... Allah o gun canini kaybeden masum vatandaslarimizin ruhlarini tekrar tekrar sad eylesin. Amin.

24 Temmuz 2009

Karabağ'sın sen bizim canımız... ; 1-0

Bu yazı Karabağ'lıların sevincine ortak olmak için yazılıyor. Karabağ'lıların bugünkü güzel zaferi için yazılıyor. Azerbaycan'ın FK Karabağ kulübü, bundan 1 hafta önce Avrupa Ligi 2.ön eleme turunda Rosenborg ile eşlesmişti. Tabii ki turun favorisi Rosenborg'du. Ancak deplasmanda oynanan ilk maçtan 0-0'lık beraberlik ile ayrılmayı bilen FK Karabağ, ikinci maça ümitli çıkıyordu.

Bugün yapmam gereken quiz'ler olmasına rağmen konsantrasyon sorunu çektiğim sıralarda Karabağ-Rosenborg maçı başladı. İlk yarı 0-0 bitecek diye düşünürken, FK Karabağ 45+'larda attığı gol ile 1-0 öne geçti. Gol hakikaten mükemmeldi, pas ile kullanılan serbest vuruşta Reşat Sadıkov'un vurduğu şut öyle bir falso aldı ki, oy oy (tabii ben golü maç sonunda görebildim). Yalnız, bu skor tur için yeterli olsa da, çok riskli bir skordu. Rosenborg bir gol atsa, turu geçebilecek skoru elde edecekti. Devre arasında bir ümit AZ TV'de maç naklen yayınlanıyordur diyerek, televizyonun ayarları ile oynadım ve AZ TV'yi buldum. Evet, AZ TV maçı naklen yayınlıyordu.

İkinci yarıyı babamla birlikte oturup izledik. İkimizde çok heyecanlandık. Takımları orta sahayı geçince ayağa kalkacak kadar heyecanlanan bir topluluk vardı tribünlerde. 30bin kişilik stadda (Tevrik Bayramov Stadı) boş yer çok azdı. Kalabalığın oluşturduğu ahenk çok güzel gözüküyordu.

İkinci yarıda oyunun kontrolü iyice Rosenborg'a geçmişti. Azeri oyuncular resmen "Çanakkale geçilmez"'i sergiliyordu. Bir kontra atakta bir topları direkten döndü, tüm staddan ve bizim odadan ahhh sesleri yükseldi. Spiker desen herkesten heyecanlı, adam hiç susmadan tamamladı 90 dakikayı. Spikere yakın yerlerden "amannn amannn" sesleri yükseldi durdu Rosenborg atak yaptıkça.

60-70-80 derken, son dakikalara gelindi. Stres iyice arttı. O an FK Karabağ gol yese ben ve babam da kahrolacaktık. Neyse ki olmadı. FK Karabağ maçı 1-0 galip tamamladı ve turu atladı. 30bin kişinin sevinci, futbolcuların sahaya girişi kapladı ekranı. Çok güzel sevinç görüntüleri vardı stadda. FK Karabağ, artık 3.ön eleme turunda! Rakipleri Finlandiya'dan Honka.

Bu arada Salı günü Şampiyonlar Ligi 2.ön elemesinde Litvanya ekibi Ekranas'ı 4-2 yenerek tur atlayan FK Bakü'yü de unutmamak lazım. Onlar da 3.ön eleme turunda Levski Sofya ile eşleştiler. Kardeşlerimiz iki takım ile ilerliyor...Hepsine helal olsun...

Bu arada unutmadan şunu da yazayım; Bu 90 dakikanın en can alıcı cümlesini spiker maçın sonuna saklamış meğer. FK Karabağ, Rosenborg'u elediğı bugünün aslında hüzünlü bir anlamı varmış. Karabağ'ın işgalinin yıldönümüymüş maçın oynandığı gün. Her ne kadar nette arayıp bu tarih ile ilgili bir yazı bulamasam da, gerek Azeri spikerin ağzından, gerek bir Azeri gazetesinde maç ile ilgili yazıda böyle bir şey duydum/okudum.... Bu yüzden bu hüzünlü günün yıldönümünde böylesine güzel bir galibiyet alan Azeri futbolcuları bir kez daha kutlamak gerekiyor herhalde...

Not: Eger bu maç ile ilgili haberi Azeri haber sitesinden okumak istiyorsanız tıklayın .
Not 2: Maç esnasında öğrendiğim birkaç ayrıntıyı daha yazayım; Bu galibiyet FK Karabağ'ın Avrupa Kupaları'ndaki 2.galibiyetiymiş. İlk galibiyetlerinin çok büyük önemi varmış. İlk galibiyetleri 1999'da Maccabi Haifa'ya karşı deplasmandaymış ve o galibiyet bir Azeri takımının deplasmanda elde ettiği ilk galibiyetmiş. 10 yıl sonra bugün yine galip geldiler. Bu sefer de Rosenborg gibi bir takımı elediler. Hepsine helal olsun...

13 Temmuz 2009

ÇARŞI Sabaha Karşı!

Bileti olmayanlar, hala haberdar olmayanlar -ki haberdar olmamak için uzayda yaşamak lazım herhalde :)- veya karar verememişler için yazılıyor bu yazı. Biletinizi alın, haberdar olun, kararınızı o gece orada olma yönünde verin. Şahsen ben şanslı hissediyorum kendimi o gece orada yer alacağım için. Uzun süredir sabırsızlıkla bekliyorum bu geceyi. Harika bir gece geçireceğiz inşallah. Ve Kuruceşme'den Boğaz'a, İstanbul'a ve tüm Türkiye'ye tekrar haykıracağız;

Şampiyon olduk işte BEŞİKTAŞIM bu sene....

11 Temmuz 2009

SREBRENİCA UNUTULMAYACAK!

TÜRKLÜK ve MÜSLÜMANLIK o kadar zor şey ki şu yüzyılda...Acınız hiç bitmiyor, size karşı yapılan katliamlar ise hiç durmuyor. Daha bugünlerde Çin'e ateş püskürürken, yaptığı katliamı lanetlerken, bir bakıyoruz ki tarihe bugün 11 Temmuz. 14 yıl önce Boşnak kardeşlerimize yapılan katliamın yıldönümü.... Boğazımızda düğümleniyor yine tüm söylenecekler. İçimize atıyoruz yine sinirimizi.

Ancak eminiz ki yüce Allah ya bu cihanda, ya ahirette o şerefsizlerin cezasını verecek. Ya bu dünyada bizim elimizden çekecekler cezalarını, ya da ahirette cayır cayır yanarak.

Allah o dönemde canını kaybeden tüm Boşnak kardeşlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin. Allah bugünlerde de aynı zulmü yaşayan Uygur Türklerine ve Çeçen kardeşlerimize yardım etsin, onları huzura eriştirsin.

SREBRENİCA UNUTULMAYACAK!
11 Temmuz 1995 - 2009...

8 Temmuz 2009

Ferrari İstanbul'da, Ömer de...

Salı günü çıktım Ortega Hasan ve Interli Safa ile buluştum. Sohbet muhabbet derken, Safa'yı Bostancı'ya postaladık. Hasan'ı da Ömür/İncirli metrobüs durağında postaladım. Ben de oyalanmadan eve geldim. Üstümü değişip, nete girdim. Ferrari gelmiş mi diye nette bakınırken, bir de ne göreyim! Ferrari'nin gelişinde rötar varmış, yeni açıklanan saat ise 19.30. Paldır küldür dışarı attım kendimi. 19.20'de havalimanı E Kapısı'na vardım. Kendisi 19.50'de başkanın özel uçağıyla geldi. Yaklaşık 150 kişiydik. Rakam olarak az olsa da, kendisini fazlasıyla bunaltmamıza yetti. Adama resmen saldırıldı diyebiliriz.

Ferrari kapıdan çıkmadan önce ilk olarak taraftarlar çıkartılıyordu. Ben de çıktım, kapının önünde bir yerde durdum. Sonra bir dirsek beni bir güzel sağ tarafa doğru itti. Döndüm bir baktım kameraman. İyi hoş dedik, önünden çekildik. Sonra Ferrari'yi yolcu ettik eve geldik.

Bugün ise Kanada'daki abimin msn'de 'Lig tv çalışanlarının saldırısına maruz kalan kardeşim' yazışıyla irkildim. Yoksa yoksa... O beni iten kameraman Lig Tv kameramanı mıydı ? diye düşünmeme kalmadı, screenshot'lar geldi. Evet, beni iten eleman Lig Tv kameramanıymış ve kendisi canlı yayın yapıyormuş. Baya bir kapatmışız görüntüsünü bir 3-5 saniyeliğine, sonra da bir güzel iteklemiş bizi köşeye doğru.

Sadece sırtımız değil, vücüdumuzun üst kısmı da çıkmış dışarı çıkarken. Öyle ki, Ferrari yerine ben çıkıyormuşum gibi bir hava oluşmuş bir anlığına. Velhasıl, şunu söylemeyi uygun görüyorum; Ferrari İstanbul'da, Ömer de... Ayık olmakta fayda var. Bundan sonra her an her yerde görebilirsiniz beni.

Bir daha ki hedefim 14 Temmuz kutlamalarında Pascal Nouma ile siyah beyaz çekmek...

Bu da BJK Tv'den, yeni gordum;

5 Temmuz 2009

Başbağlar Katliamı

Unutmayacağız sizi ablalar, abiler, nineler, dedeler, kardeşler. Unutmayacağız size bu hainliği yapan şerefsizleri. Unutmayacağız size bu hainligi yapmakla suçlanan 20 mahkum'dan 18'inin hemen, 2'sinin ise 3.5 yıl sonra serbest kalışını. Unutmayacağız camii'den zorla çıkarılışınızı. Unutmayacağız hunharca yapilan
Başbağlar Katliamını. Unutmayacağız Başbağları.

Allah hepinize gani gani rahmet eylesin, mekanınızı cennet eylesin.

Erzincan'dan haber geldi.
Dediler: "kanlı borasar!"
Gariplere oldu mezar,
Vay yiğidim, vay mazlumum vay!

Oy başbağlar oy başbağlar!
Garip anam başın bağlar.
Bana da diyemez belli.
Yağdı üstüne kurşunlar vay!

Yakılmıştı tüm evleri,
Kan doldurdu dereleri.
Söyle bana kanlı testi.
Kim öldürdü bebeleri vay!

Olay idim olay idim,
Delikanlı olay idim.
Elde mavzer, dağ başında
Zalimleri bulay idim vay!

4 Temmuz 2009

Turk to Toronto?

Bu ne güzel bir başlıktır böyle! TSN haber editörünün eline sağlık. Bu adamlar Euro 2008 maceramız sırasında da süperlerdi zaten. Neyse, yine de fazla havaya girmemek lazım. Trail Blazers'ın 8'ine kadar sunabileceği tekliflere karşı hazırlıklı olmak lazım. Hele bir imzalar atılsın da...ama insan kendi de "bu transfer olursa var yaaaaa" demekten alıkoyamıyor be kardeşim.