14 Nisan 2008

Unutma Türkiye Unutma

33 kisinin olumuyle sonuclanan Aksaray'daki feci kazanin yildonumu. Bir yil cabucak gecti, peki biz bu bir yilda ne yaptik ? Saniyorum,hic bir sey..

Kotu olaylari unutmamak onlarin tekrarlanmamasi konusunda bize yardimci olabilir, halbuki oyle bir ortamdayiz ki, yasadigimiz 1999 depremlerinin uzerinden yaklasik 9 sene gecmesine ragmen, hala dogru duzgun bir onlem almis degiliz. Trafik kazalari da ayni sekilde devam ediyor ulkemizde...

Bizim unutmamamiz gerekli merciler somut bir seyler yapmadigi surece cok bir ise yaramaz,yine de en azindan cevremizdekileri uyarmak,cevremizdekileri kollamak veya ulke'de olan bitene hakim olmak acisindan belki faydasi dokunur dusuncesiyle yaziliyor bu yazi...

Unutmasak keske boyle kazalari,onlemlerini alsak da tekrar tekrar yasamasak. Yasamasak boyle aci olaylari da, daha fazla ana'nin yuregine evlat acisi denen kor ates dusmese, ocaklar sonmese, ana'lar baba'lar yitirdikleri cocuklarinin ardindan yillar sonra bile "yasasaydi bu yasta olacakti" demese...

Unutma Türkiye Unutma... Aksaray'da kaybettigin 33 vatandasini unutma...

Not: Kazanin resmini gordum yine, koyacaktim icim el vermedi..

15 Nisan 2007 - Ağla Türkiye Ağla

4 Nisan 2008

4 Nisan 1997-2008

"Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur."
Alparslan Türkeş [ 25.11.1917 - 04.04.1997]

3 Nisan 2008

İstiklal Savaşı'nın son gazisini kaybettik...

İstiklal Savaşı’nın son gazisi 110 yaşındaki Yakup Satar, kızı Zekiye Tali ile birlikte kaldığı Eskişehir’deki evinde dün gece vefat etti.

Satar'ın bugün Reşadiye Camii’nde öğle namazını takiben düzenlenecek cenaze namazından sonra Büyükşehir Belediyesi Asri Mezarlığı’nda toprağa verileceği söylendi ayrıca Satar için askeri tören düzenleneceği belirtildi.


***
Allah rahmet eylesin, mekani cennet olsun. Bir tarihi daha kaybettik, basimiz sagolsun.

30 Mart 2008

Kabullenilmek

Zor bir insan degilimdir. Sabah uyaninca bazen huysuz olurum, onun disinda guler yuzluyumdur. Karsimdaki bir espri yaparsa, ben kat be kat fazlasiyla ortama nese katmaya calisirim. Tabii bu demek degil ki 7/24 siritan, laylaylom bir tipiz. Uzgun oluyoruz, sinirleniyoruz bazen tabii. Bunlarin geneli haftasonlari yasaniyor. Bir seye bagli olmak suretiyle; BEŞİKTAŞ.

Konu BEŞİKTAŞ olunca, yani bir cok kisinin anlam veremeyecegi bir sevda olunca, zaman zaman tatsizliklar yasanabiliyor. Ancak bugun anladim ki, eger bu tartismalarin ustesinden gelinebiliyorsa, eger bir tarafin bu konudaki gorusleri degistirilemiyorsa ve bu insanin cevresindekiler, buna uygun davraniyorsa hayat gercekten cok daha yasanabilir oluyormus.

O "yikici" gunlerden birini daha yasadim bugun. Derbi kaybedilmis. Bunye sinirli,biraz kirgin. Suratlar asik, moraller bozuk, can hic bir sey yapmak istemiyor. Normalde insanlarin ustume geliyor olmasi , benim off'layip puff'lamam lazim. Ama yok, aksine herkes bana uyuyor.
Annenin gelip tebessum ile "suratlar asilmis yine" diyip sacimi oksamasi, babanin "ilismeyin bugun ogluma, moralimiz bozuk..." demesi , normalde futbol konusulan kisilerin o gun futbolun yakinindan bile gecmemesi veya telefonda konustugun kisinin durgun gecen konusma sonucunda bile "ne oldu Omer?" dememesi gibi...

Seni guldurmeye calisan insana verdigin durgun cevaba, normalde gulup eglenebilecegin kisilerin yaninda sus pus kendi halinde oturmana bir sey denmemesi; Verdigin cevabin, burundugun ruh halinin, verdigin tepkilerin "anlasilmasi" ve bu hareketler & tepkilerle "kabullenilmek" insanin kendisini iyi hissetmesini sagliyormus meger...
Bu da bugunden kalan bir not olsun hayat defterimize...

Not: Yazinin konusu gayet iyiydi ama kelimelere dokemedim farkindayim. 20 dakikadir yazmaya calisiyorum ama artik batti balik yan gider moduna girdim. Saat 3.30, benim 6 saat sonra yine bu sevda icin ayakta olmam gerekiyor. Onun icin cok kafa yoramiyorum.
Not2: Bunu yaziya eklemeyi unuttum,tuh. Bir sure sonra insanlarin bayan basketbol, erkek basketbol veya cok onemli ise hentbol veya voleybol maci icin bile sabahin korunde kalkmama anlayis gostermeleri ve ses cikarmamalari da cok manidar...

18 Mart 2008

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

“Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kâmilen düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıbta edilecek îtidal ve tevekkül ki, öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir terettüd bile göstermiyor, sarsılmak yok !... okuma bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şâyân-ı hayret ve tek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

***
Bu Vatan için canını veren tüm şehitlerimizin ruhları şad,mekanları cennet olsun.
Allah onların hepsinden razı olsun.
Savaş sırasında kaybettiğimiz askerlerimiz kadar,bu vatanın o muhteşem ordusuna asker yetiştiren analardan da Allah razı olsun.
Allah'a şükürler olsun ki böyle yüce bir cedd'in torunlarıyız...

6 Mart 2008

Başlıyoruz...


Belki sadece 1 kez, belki 3 , belki 5-10 kez. Bilemiyorum valla ne kadar surer arkadasla birbirimizi gaza getirmemiz. Denemekte fayda var tabii. Gerci haftada uc gun planliyoruz dedik, daha gitmeden Carsamba gunu gitme planini cevirdik Persembe yaptik. Biraz da bu degisikliklerden dolayi umutsuzum. Neyse,hayirlisi olsun ne diyim..
*
Not: Ulan bench-press resmi arayalim dedik, direkt bir kismi pembe olan bir alet cikti. Fazla kasamayacagim gecenin bu vakti, kalsin ne yapayim..

2 Mart 2008

BEŞİKTAŞ 105 yaşında!

Mart 1903'te Serencebey Mahallesi'nde kurulan, kuruldugu gunden bu yana milyonlarca insanin gonlunu kaptirdigi, bazilarinin hayatini adadigi, bazilarinin ugrunda canindan oldugu, bazilarinin hayatin anlamini buldugu o koklu cinar, Beşiktaş'in tam resmi gunu olmasa da, resmen kuruldugu ay'in ilk gunu bugun.

BEŞİKTAŞ 105 yaşında!

Hayatimin manasi, duydugum tutkulu askin sahibi,
siyahina beyazinda hayat,nefes buldugum, iyi ki varsin...

29 Şubat 2008

7

VATAN için yürümeye devam ediyorlar...